6 Aralık 2010 Pazartesi

2008'DEN 2010'A DEĞİŞEN TEK ŞEY; RUHSUZLUĞUNUZ

2008'de 8 maçlık galibiyet serisinin şampiyonluğa giden en önemli maçıydı deplasmandaki Pendik maçı. Sahada futbolcular tribünde 200 Çanakkale taraftarı kendisine düşeni fazlasıyla yapıp maçı 3-0 kazanmış ve play-off'a giden yolu açmıştı.

Dün yine aynı stadta aynı rakibe aynı futbolcular yine aynı hedef için oynayacaklardı. Ben öyle zannediyordum en azından. Fakat stada indiklerinde ailelerinin yanında bir de taraftar görünce mutsuz oldular. Oynayacakları ruhsuz oyuna ve haftalardır olduğu gibi alacakları mağlubiyete tribünden birinin şahit olacak olması hoşlarına gitmemişti. Öyle ki bu taraftarın en çok sevdiği onlarca gol kaçırdığı halde bile desteklediği "Kral" dediği Koray Kurt bile "Bugün burada tek taraftarım, beni utandırmayın abi" diyen taraftara "Ben oynamıyorum ki kardeşim" diyebildi. Yani ilk 11'de başlamamış olması bile yetiyordu bu maça asılmamasına.

Maça pek fazla değinmeye lüzum yok. Rakip savunma Mesut ve Samet Albayrak'ı 10 dakikada çözüp maç boyunca kitlediler. Mesut ve Samet'in sadece birbirleriyle paslaşması. Deniz ve Hüseyin'le kopuklukları, topu her ayaklarına alışlarında en az 3-4 adamı çalımladıktan sonra pas atmaları ile hücumda tamamen etkisizleştik. Maç boyunca sadece Hüseyin'in kaçırdığı bir gol var. Başka kaleyi tutan bir şut bile yok.

Yenen ilk golde yine Ferhat'ın imzası var. Yediği hatalı golde bile üste çıkmaya çalışan, arkadaşlarını suçlayan bir kalecimiz var. Oğuzhan ve Bora'yı azarlama yetkisini herhalde damadı olduğu Nahit Güzel'den alıyor olsa gerek. Kimse de ağzını açamıyor. Ama maçtan sonra yediği azar ona yeter o ayrı.
Maçı izlediğinden haberdar olmadığım başkan Niyazi Önen maçtan sonra hiçbirşey olmamış gibi aracına bindi ve gitti. Ona da bir kaç etsem mi diye düşündüm fakat durumdan hoşnutmuş gibi davrandığı için lüzum görmedim. Umarım bu artist futbolcuları, komisyoncu menajerini ve fabrikasını satar da uzak diyarlara göç eder.

Maçtan eve dönerken 2008'de doldurduğumuz, Pendik taraftarına kendimizi izlettiğimiz tribünü ve bugün bomboş duran tribünü düşündüm. Çanakkale arması için her yere gidilir her zorluk çekilir ama bu ruhsuzlar için değil binler sadece 1 taraftar bile fazla. Maça gelmeyen gelemeyen kardeşlerimi abilerimi anlamak için sahada yürüyenleri görmek yeterli.