29 Kasım 2010 Pazartesi

Gerçek İstanbul Taraftarının Anadolu'daki İstanbullulara Bakışı

Malumunuzdur "3 büyük" klübün Anadolu'da da muzazzam taraftar kitlesi var. Gerçi bu kitlenin bir çoğu için taraftar demek yanlış olur. Zira büyük kısmı "taraftarı" olduğunu iddia ettiği klüpleri hayatları boyunca sadece TV'den izliyor. Kalan ufak bir kısım da turistlik gezilere gidercesine yılda 1 veyahut 2 kez stada gelip bolca fotograf çektirip maç izleyip şehirlerine geri dönüyorlar.

Peki Anadolu'dan gelen bu turist niteliğindeki taraftarlara İstanbul klüplerinin özünden gelen, camianın bir unsuru haline gelmiş olan gerçek taraftarlarının bakışı nedir acaba? Örnek olarak Anadolu'nun bir şehrinden İnönü'ye kalkıp gelen birine Beşiktaş Çarşı'sında doğup büyümüş İnönü'yü Kapalı'yı mesken tutmuş bir taraftarın bakışı nedir sizce?
Tek tek incelemeden evvel söylemeliyim ki bu klüplerin tribünlerdeki kemik tayfaları Anadolu'dan gelen izleyicilere ambiansı ve stadtaki sesi bozan bir kambur olarak bakıyorlar. Nitekim kale arkası tribünlerde her tarafından lisanslı ürün fışkıran ve maç içinde "heeey oleeey yaşasın" şeklinde bağıran taraftarlar tribünün senkronunu hakikaten katlederler.

Bunun yanında önem gözetmeksizin her maçta en az bir basın mensubu kadar fazla fotograf çekerek hadisenin özünden uzaklaşırlar. Stadta bulunmalarının temel nedeni memleketlerinden getirdikleri "ultrAslan,GFB,Çarşı-Bilmemne" atkısının, pankartının reklamını yapmak yahutta, Facebook'da paylaşılmak üzere birbirlerinin fotografını çekmektir. Bu yüzden maç boyunca taraftarlığın gereğini yerine getiren kitlenin sinirini bozacak şekilde müsabakaya kayıtsızdırlar.

Başka bir hadise de Anadolu'da 5-10 kişinin bir araya gelişi ile kurulan "temsilcilikler"in grubun koordinatörlerinden bedava bilet talep etmesidir. Bu konuda da merkezdeki grup yöneticileri semtin taraftarları yerine stada girdiğinde ışıklandırmaları reklam panolarını koltukları inceleyen "izleyici" kişilerin stada girmesinden rahatsızlar. Hiçbir taraftar grubu Anadolu'dan gelecek alt gruplara muhtaç değildir. Siz yoksanız yerinize semtten gelip bağıracak yüzlerce hevesli ama yolsuz taraftar mevcuttur.

Ayrıca stad, bir taraftar için turistik gezi yapılacak bir yapı değildir. Bir ev, bir kışla, hayatındaki bir kaç mekandan biri olmalıdır stad. Deplasman öncesi içinde uyumadığınız, maç öncesinde gelin gibi süslemediğiniz, etrafında şarap içmediğiniz, her zerresinde size ayrı bir hatırayı anımsatmayan stad sizin stadınız değildir! Çünkü siz o stadın o camianın o klübün bir unsuru değilsinizdir.